esra hasırcı
Navigasyon  
  Ana Sayfa
  => music box
  => music box 1
  => müzik kutusu
  => Harita / Uydu fotoğrafı
  => sanat gazetesi....
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-1
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-2
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-3
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-4
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-5
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-6
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-7
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-8
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-9
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-10
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-11
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-12
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-13
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-14
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-15
  => TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-16
  => RÖNESANS RESİM SANATI
  İletişim
  ziyaretçi defteri
  resimlerim
  ÖZGEÇMİŞ
  sanat gazetesi.... 545
  forum
  istatistikler
  ANKET
  Top liste
TÜRK RESİM SANATI TARİHİ-13
Türk Resim Sanatı Tarihi
Dr. Mehmet Üstünipek
            sayfa :
Les Apprimees de la Turquie-235x302-1947/49-Tual üstüne Yağlıboya
 
Avrupa'da ses getiren çalışmalarını, başta Paris ve Kopenhag olmak üzere çeşitli kentlerde sergileyen sanatçı; 1957'de New York'da, yeni dünyada bir sergi düzenlemiştir. 1965 yılında ise, Taksim Bahçesi'ndeki ilk kişisel sergisinden 20 yıl sonra İstanbul Alman Kültür Merkezi'nde bir sergisi açılmıştır. Türkiye'deki sanat ortamıyla bu geç buluşma düşündürücüdür. Türkiye'nin yurtdışında başarılı olmuş bir sanatçısına ilgisizliği, süregelen mesnetsiz kültür politikalarının geçmiş bir örneği olarak algılanabilir. Öte yandan yurtdışında yaşayan bir sanatçının köklerinin bulunduğu ülkeye uzun süre ilgisiz kalması, Osmanlı saray aristokrasisine özgü bir snobizmi üst seviyede yaşamış bir ailenin ferdine yakışan 'gönüllü ve asil bir sürgünlük' oyununun uzantısı olarak mı yorumlanmalıdır? Ayrıca; ilk soyut çalışmaları gerçekleştiren Türk sanatçısı, eserlerini ülkesinde sergilediğinde, Türkiye'de soyut sanat kendi gelişim çizgisini çoktan bulmuştur. Bu durumda; Devrim'in sahip olduğu bu unvanın çağdaş Türk sanatı için ne derece anlamlı olduğu ayrı bir tartışma konusudur.
 
Sanatçı, hayatı boyunca dünyanın çeşitli bölgelerine geziler yapmış ve müzelerde incelemelerde bulunmuştur. 1961 yılında ikinci evliliğini Polonyalı bir bayanla yaparak bu ülkeye yerleştikten hemen sonra 1962'de, kapalı kutu Çin'e, onu derinden etkileyen bir seyahat yapmıştır. Bouret, bu etkilenmeyi şu şekilde tanımlamaktadır: "Çinlilerin dünyasına dalan Nejad, önce peyzaja gözlerini açtı. Farklı uyumlar titreşiyordu. Rüzgarın yiyeceklerini yetiştirmek üzere sepetlerinde yakalayıp başka yerlere yerleştirdikleri kırmızı alüvyon topraklar, tembel ya da coşkulu sarı nehirler, Buda heykelleri gibi metalik gökler: Bütün bunlar, tiyatroda anlatılan destana eşlik eden ekşi ve acılı müziğin ritimlerine uygun, canlı, şiddetli ve yeni uyumlarla tuval üzerinde düzenleniyordu. Ballı pastalara benzeyen evler, pagodalar ve gizli bahçelerden oluşan şehirler, Nejad için yeni düşüncelerin üretimine yol açan nesnelerdi."[BOURET, Jean; "Nejad'ın Çin'e Yaptığı Seyahat", Türkiye'de Sanat, Kasım/ Aralık 1993, S.11, s.23]
 
Sanatını her dönemde farklı kaynaklarla beslemeyi başaran Devrim'in resimleri, Türkiye'de sanat galerilerinin etkinliklerinin artmaya başlamasıyla daha sık sergilenmiştir (1978 ve 1981 Bedri Rahmi Galerisi, 1982 Tiglat Sanat Galerisi ve Ankara Vakko Sanat Galerisi, 1988 Galeri Baraz). Eserleri dünyanın çeşitli yerlerindeki müze ve koleksiyonlarda bulunan sanatçı, 1995 yılında yaşamının son 35 yılını geçirdiği Polonya'da hayata veda etmiştir.
 
 
            sayfa :
 
   
Bugün 9 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol